-
1 kabahat
kabahat bulmak herumkritteln;kabahat etmek (oder işlemek) einen Fehler begehen;-e kabahat yüklemek jemandem die Schuld geben;kabahat kimde? wer hat Schuld?;bende kabahat yok ich habe keine Schuld -
2 kabahat
\kabahat etmek einen Fehler machen\kabahat kimde? wer hat Schuld?bir kimseye/şeye \kabahati yüklemek jdm/etw die Schuld gebenbu benim \kabahatim değil das ist nicht meine Schuld -
3 kabahat
вина́ (ж)* * *- ti1) вина́; просту́покetmek / işlemek — соверши́ть просту́пок
kabahati yüklemek — взвали́ть вину́ на кого
2) юр. просту́пок••- kimse sırtına almaz -
4 kabahat
",-ti 1. fault, offense. 2. misdemeanor. - atmak /a/ to accuse (someone), charge (someone) with a fault. - bende. It is my fault. - bulmak /da/ to find fault (with). - işlemek/yapmak to do something wrong; to violate a rule. -i yüklemek /a/ to blame. "
См. также в других словарях:
kabahat — is., ti, Ar. ḳabāḥat 1) Uygunsuz hareket, çirkin, yakışıksız davranış, suç, kusur, töhmet Bir kabahat gizlenirse büyür, söylenirse küçülür. P. Safa 2) huk. Hafif hapis, para cezası veya meslek ve sanattan alıkonulma ile cezalandırılan suç Atasözü … Çağatay Osmanlı Sözlük
bulmak — i, ur 1) Arayarak veya aramadan bir şeyle, bir kimse ile karşılaşmak Kafam her an bir konu bulmak için binbir çeşit şeye müracaat ediyor. H. E. Adıvar 2) Bir şeyi elde etmek 3) Kaybedilen bir şeyi yeniden ele geçirmek Paramı buldum. 4) Varlığı… … Çağatay Osmanlı Sözlük